“Pencerelerden esen rüzgârın tüllerle dansını izliyorum. Yine de uçsuz bucaksız bir denize bakar gibi gözlerim uzaklarda. Bir müzik eşlik ediyor. Az daha ses vermek istediğimiz ince bir müzik.
Neden yavaş yazdığımı soruyor. Okuduklarım bırakmıyor, diyorum. Evet, okuduklarım bırakmıyor. Doğrusu bu. Çünkü okuduklarımı yazdıklarımdan daha iyi görüyorum. Daha iyisi yazılmışsa, yeniden yazmak kolay mı?
Aşağıya iniyoruz. Parka. Bir servinin altındayız. Esmeralda banka oturmuş kitap okuyor. Sesli sesli. Çimenlere uzanıyorum sırtüstü. Gözlerimde güneş gözlüğü. Okunan, Margurite Duras'ın Sevgili adlı romanı. Hafif hafif esen rüzgâr, Esmeralda'nın saçlarını havalandırıyor. Ensesini yalıyor. Okuduğu kitabı tutuyor bir eli, öbürü üst üste attığı bacaklarının arasında. Pantolonu kar beyazı ketenden. İyi sözcüklerin tümü telaş içinde şimdi. Gözlerimin nemlenmesinden çıkarıyorum bunu.“
“Pencerelerden esen rüzgârın tüllerle dansını izliyorum. Yine de uçsuz bucaksız bir denize bakar gibi gözlerim uzaklarda. Bir müzik eşlik ediyor. Az daha ses vermek istediğimiz ince bir müzik.
Neden yavaş yazdığımı soruyor. Okuduklarım bırakmıyor, diyorum. Evet, okuduklarım bırakmıyor. Doğrusu bu. Çünkü okuduklarımı yazdıklarımdan daha iyi görüyorum. Daha iyisi yazılmışsa, yeniden yazmak kolay mı?
Aşağıya iniyoruz. Parka. Bir servinin altındayız. Esmeralda banka oturmuş kitap okuyor. Sesli sesli. Çimenlere uzanıyorum sırtüstü. Gözlerimde güneş gözlüğü. Okunan, Margurite Duras'ın Sevgili adlı romanı. Hafif hafif esen rüzgâr, Esmeralda'nın saçlarını havalandırıyor. Ensesini yalıyor. Okuduğu kitabı tutuyor bir eli, öbürü üst üste attığı bacaklarının arasında. Pantolonu kar beyazı ketenden. İyi sözcüklerin tümü telaş içinde şimdi. Gözlerimin nemlenmesinden çıkarıyorum bunu.“