Seyit Göktepe, Defter ve Çikolata ile başlattığı 'dil kazısı'nı bir arkeolog titizliği ile devam ettiriyor Kanayan Ruhlara Armağan'da...
'Bir ev kuruyor defterinde, sözcüklerin sıcağından.' Ve bu ev sürekli genişliyor... 'Dil varlığın evidir.' diyen Heidegger'in alnından öptüğü bir kitabı Kanayan Ruhlara Armağan ediyor Seyit Göktepe...
“İlk sevgilimin gözlerini kestim fotoğrafından, yapıştırdım; ikinci sevgilimin burnunu kestim fotoğrafından, yapıştırdım; üçüncü sevgilimin dudaklarını kestim fotoğrafından, yapıştırdım; dördüncü sevgilim çok güzel dinlerdi beni, onun da kulaklarını aldım, yapıştırdım; beşinci sevgilimin saçları şiirdeki gibiydi, saman sarısıydı, aldım, yapıştırdım onu da... Allahım, yapbozu tamamladım baktım, bendim, bendim, bendim, kendimin ta kendisiydim! Sonra onu da terk ettim!“
(Tanıtım Bülteninden)
Seyit Göktepe, Defter ve Çikolata ile başlattığı 'dil kazısı'nı bir arkeolog titizliği ile devam ettiriyor Kanayan Ruhlara Armağan'da...
'Bir ev kuruyor defterinde, sözcüklerin sıcağından.' Ve bu ev sürekli genişliyor... 'Dil varlığın evidir.' diyen Heidegger'in alnından öptüğü bir kitabı Kanayan Ruhlara Armağan ediyor Seyit Göktepe...
“İlk sevgilimin gözlerini kestim fotoğrafından, yapıştırdım; ikinci sevgilimin burnunu kestim fotoğrafından, yapıştırdım; üçüncü sevgilimin dudaklarını kestim fotoğrafından, yapıştırdım; dördüncü sevgilim çok güzel dinlerdi beni, onun da kulaklarını aldım, yapıştırdım; beşinci sevgilimin saçları şiirdeki gibiydi, saman sarısıydı, aldım, yapıştırdım onu da... Allahım, yapbozu tamamladım baktım, bendim, bendim, bendim, kendimin ta kendisiydim! Sonra onu da terk ettim!“
(Tanıtım Bülteninden)