“Ben sana tutkunum kır çiçeğim... Bülbülün güle dil döktüğü gibi değil benim sana gönül verişim... O sevdanın mahremiyetini düşünmedi hiç... Benim sana olan sevdam, sadece kalbimle şu karaladığım sayfalar arasında...
Bülbül sabırsız... Ben seni ve sana olan hislerimi kalbimin derinliklerine gömüyorum...
Sarı, mor, eflatun renklerin, yalnızlığımın simgesi... Desenlerin, yüreğime kazıdığım duyguların asilliğini taşımakta...
Seni seviyorum yalnızlık çiçeğim...“
“Nevruz“ ileride kiminle evleneceğini merak ettiği günlerde rüyasında gördüğü çiçeğin adıydı. O bir sırdı; ta ki bir gün karşısına çıkana kadar...
“Ben sana tutkunum kır çiçeğim... Bülbülün güle dil döktüğü gibi değil benim sana gönül verişim... O sevdanın mahremiyetini düşünmedi hiç... Benim sana olan sevdam, sadece kalbimle şu karaladığım sayfalar arasında...
Bülbül sabırsız... Ben seni ve sana olan hislerimi kalbimin derinliklerine gömüyorum...
Sarı, mor, eflatun renklerin, yalnızlığımın simgesi... Desenlerin, yüreğime kazıdığım duyguların asilliğini taşımakta...
Seni seviyorum yalnızlık çiçeğim...“
“Nevruz“ ileride kiminle evleneceğini merak ettiği günlerde rüyasında gördüğü çiçeğin adıydı. O bir sırdı; ta ki bir gün karşısına çıkana kadar...